-
Köşe Yazıları
-
GÜNÜN EN ÇOK OKUNANLARI
-
Farklılıklar Zenginliğimiz Olsun
‘’Her yiğidin bir yoğurt yiyişi
vardır’’, ‘’Akıllar pazara çıkarılmış, herkes kendi aklını satın almış’’ gibi benzeri
sözleri bazen farkına varmadan kullanırız.
Aslında her insanın kişiliği, karakteri, parmak izi, suratı, kokusu, ses
tonu, göz retinası ve dokuları şahsına özeldir. Bu özellik bugüne kadar
yaşamış, yaşayan ve yaşayacak insanların hepsinde de şahıslarına özeldir. Her insan dünyada tek olup, her biri kendine
has özellikte yaratılmıştır. Bu şekilde yaratılmış olması diğer varlıklardan
farklılığını gösteriyor. Yaratılışındaki bu farklılıktan dolayı insan için
‘’eşref-i mahlûk’’ yani yaratılmış olanların en değerlisi ve en şereflisi
denilmiştir. Her bir insandaki bu farklılıklar bilim-teknoloji, ekonomik,
politik, sosyal ve diğer alanlarda sürekli bir gelişmeye neden olmaktadır.
Hayvanlarda böyle bir gelişme yoktur; arı bal, tavuk yumurta, inek süt, elma
ağacı elma, kiraz ağacı kiraz vermek için programlanmıştır. Bu programlarını
değiştirme ve geliştirme özellikleri yoktu
Bilim ve teknolojinin gelişmesine rağmen insan biyolojik, psikolojik, sosyal ve davranış olarak tam manasıyla keşfedilememiştir. İnsan tanınması ve anlaşılması zor olan bir varlıktır. Çünkü en yakın çevremizden dünyanın dört bir yanında insanlar savaşarak birbirinin kanını dökmektedir, açlıktan ölen insanlar vardır, köle olarak ve zulüm altında yaşayan insanlar vardır. Bu da şunu gösteriyor insanlar farklılıklarını tanımıyor ve anlamıyor demektir. İstiklal Marşı şairimiz M. Akif Ersoy’un ‘’ Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!’’ dediği gibi hayvanların bile yapmadığını, bugün insanlar birbirine yapmaktadır, yapılanlar karşısında gözünü yummaktadırlar.
‘’Can çıkar, huy çıkmaz’’ sözünde de olduğu gibi her insanın kendine has kişilik, karakter, düşünce ve psikolojik özellikleri vardır. Öncelikle her insan kendine has bu özellikleri tanımalı ve farkına varmalıdır. Kendini tanımayan ve özelliklerini farkında olmayan bir insanın öncelikle kendisinin mutlu, huzurlu ve verimli olması mümkün değildir. Topluma ve insanlığa da faydası olamaz. Yunus Emre ne güzel söylemiş: ‘’İlim ilim bilmektir, İlim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, Bu nice okumaktır.’’
İnsandaki bu farklılıklar bir kusur olarak veya üstünlük olarak görülmemelidir. Aynı zamanda problem sebebi olarak görülmemelidir. Bu farklılıkların olması insanı hayvandan ayıran en önemli özelliktir. Kur’an-ı Kerim’de ‘’ Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için milletlere, sülâlelere ayırdık. Şunu unutmayın ki Allah’ın nazarında en değerli, en üstün olanınız, takvada (Allah’ı sayıp haramlardan sakınmada) en ileri olandır. Muhakkak ki Allah her şeyi mükemmelen bilir, her şeyden hakkıyla haberdardır. Hucurat-13’’ ifade edilmektedir. Burada genel olarak ‘’Ey İnsanlar’’ hitabı çok önemlidir. Bu emir bütün insanlara yapılmaktadır. İnsanların farklı yaratılmaları ‘’birbirinizi tanıyıp sahip çıkmanız için’’ olması çok önemlidir. Farklılıklar bizi birbirimizden ayırma, ayrılık, düşmanlık ve zarar verme için verilmemiş. Aksine insanların birbirini tanıyıp, insanca yaşayabilmek için yardımlaşma ve sahip çıkma için verilmiştir.
Toplum hayatında huzurlu, mutlu ve barış içinde yaşayabilmek için insanların farklılıklarına saygı duyma, olduğu gibi kabul etme ve herkese değer verme çok önemlidir. Toplumun bir atomu olarak kabul edilen aile hayatında da farklılıklar zenginliklerimiz olarak kabul edilmelidir. Aile bireyin biyolojik, psikolojik, sosyal ve ekonomik bakımdan hayata hazırlandığı önemli bir yerdir. Öncelikle çocukların uyumlu, geçimli ve sıcak yuva ortamında yetiştirilmesi onun öz benliği, kendini tanıma ve fark etme bakımından yeri başka bir şekilde kesinlikle doldurulamaz. Aile içinde gergin ve sürtüşmeli bir karıkoca ilişkisi, çocuklar için güvensiz ve tedirgin bir ortam oluşturur. Böyle bir ortamda çocuğun kendini tanıması, öz benliğinin gelişmesi mümkün değildir.
Birey olarak, aile olarak, toplum olarak farklılıklarımızı fark etmeli, bu farklılıklar bizim insan olma özelliğimiz olduğunu unutmamalı. Farklılıklarımızı zenginliklerimiz olarak bilmeli ve değerlendirmeliyiz.
27 Haziran 2014
İlyas TÜRKMEN-Aile ve Evlilik Danışmanı
turkmenilyas@gmail.com
*Yazılar aile ve evlilik danışmanlığı ile ilgili konular olup, birbirinin devamıdır.
2014-07-05 14:26:25
Okunma Sayısı: 23731
Okunma Sayısı: 23731
Yasal Uyarı: Dünya Times yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm haklarının sahibidir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir.
Yazarın Önceki Yazıları:
- Bağırarak konuşmak çözüm mü? 2016-09-07 06:59:17
- Bağırarak konuşmak çözüm mü? 2016-09-07 06:57:08
- Çocukları Karşılıksız Sevgi Büyütür... 2016-08-29 14:27:03
- Okulların Açılma Heyacanını Yaşama 2015-09-28 11:42:07
- Sevgi ve iletişim ailede başlar 2015-05-21 21:28:53
- Yaşamın İçinde "Baba Ve Çocuk" 2015-03-09 18:20:44
- Ana Baba Olmak Mı? Ana Baba Olabilmek Mi? 2014-11-20 14:08:29
- Okullar açılırken "…..Bir mum yak" 2014-09-12 12:54:08
- Ana gibi yar, baba gibi dost…. 2014-05-28 11:20:45
- Sağlıklı ailede sağlıklı iletişim-3 2014-02-13 20:27:21
- Tüm Yazıları